Boşanma davaları kişilerin özel hayatları ile doğrudan ilişkili olması nedeniyle oldukça önemli bir uyuşmazlık türüdür. Alanında uzman bir avukat ile çalışılmaması durumunda geri dönülemez ciddi kayıplara neden olabilmektedir. Aslanbaş Hukuk Bürosu alanında uzman ve tecrübeli avukatları ile birlikte sizlere gerekli aydınlatmaları yapar, her türlü kişisel verilerinizin korunmasına ilişkin önlemleri alır ve Avukatlık Kanunu gereği sır saklama yükümlülüğü doğrultusunda bilgilerinizi koruma altına alınır.
Boşanma Davası ve Hukuki Dayanağı
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabında aile hukuku düzenlenme yeri bulmuştur. Aile Hukuku’nun birinci bölümünde evlilik ikinci bölümünde ise boşanma düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre eşler hukuka uygun olarak kurdukları evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesini ya da dilerlerse ayrılık kararı verilmesini mahkemeden isteyebilirler.
Boşanma Davası Nasıl Açılır ?
Boşanma davalarının sonucu toplumu oluşturan aile birliğinin sona ermesini doğuracağından kanun koyucu tarafından son derece önem verilmiştir. Bu nedenle davanın açılacağı yer ve görevli mahkemelerin belirlenmesi de oldukça önemlidir. Aksi halde görev ve yetkiden dava usulden reddedilebilir.
a-) Görevli Mahkeme
Aile Hukukundan doğan dava ve hukuki işlemler Aile Mahkemelerinde görülmektedir. Aile Mahkemesi kurulamayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatı ile görevlidir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan boşanma davalarında taraflar aralarında bir sözleşme ile görevli mahkemeyi değiştiremezler. Mahkeme, görevli olmadığı takdirde, görev itirazı olmasa bile davanın usulden reddine karar verir.
b-) Yetkili Mahkeme
Boşanma davasına özgü olarak yetki kuralı Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre, boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Dava açıldıktan sonra yerleşim yerinin değişmesi davanın açıldığı tarihte yetkili olan mahkemeyi yetkisiz hale getirmez. Boşanma davalarında yetkili mahkeme belirlemede kesin yetki kuralı yoktur. Yetki kamu düzenine ilişkin değildir. Bu sebeple boşanma davasına bakan mahkeme, kendiliğinden yetkisizlik kararı veremez. İlk itiraz olarak yetki itirazında bulunulması durumunda yetkili mahkeme araştırılır.
Boşanma Davası Türleri
Karı ve kocanın, boşanma nedeniyle doğacak yeni hukuki sonuçlara ilişkin uzlaşıp uzlaşmamalarına göre boşanma davasının hukuki mahiyeti değişmektedir. Karı ve koca boşanma ile doğacak her türlü hukuki sonuç için anlaşmaya varmış ise anlaşmalı boşanma davası, taraflar evliliğin sona ermesi nedeniyle doğacak sonuçlarda bir anlaşmaya varamamış ise bu durumda çekişmeli boşanma davasından doğacaktır.
a-) Anlaşmalı Boşanma Davası
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar, boşanmanın her türlü hukuki sonucunda anlaşmaya varmış olmalıdır. Nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi konularda taraflar özgürce ortak bir karara varmalıdır. Tarafların verdikleri kararlar ile bir anlaşmalı boşanma protokolü oluşturur. Protokol iki tarafça da imzalanır. Devamında anlaşmalı boşanma davası açılarak, tarafların hazır bulunduğu celsede dava neticelendirilir. Ancak kanun koyucu tarafından anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için bazı şartlar öngörülmüştür. Bu şartlar ;
- Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalıdır.
- Eşlerin birlikte mahkemeye başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi,
- Hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi,
- Tarafların boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu ile ilgili olarak bir düzenleme üzerinde anlaşmaları ve hakimin de düzenlemeyi uygun bulması,
- Eşler arasında alınan kararlar doğrultusunda bir protokol hazırlanarak dava açılması veya protokolün ilk duruşmaya kadar mahkemeye sunulması şeklindedir.
b-) Çekişmeli Boşanma Davası
Taraflar, nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi boşanma davasının hukuki sonuçlarında anlaşmaya varamamaları halinde çekişmeli boşanma davası açılmadır. Mahkeme tarafından yapılacak yargılama sonucunda boşanma sebeplerinin varlığı halinde boşanmada kusurlu taraf, küçüğün velayeti, nafaka ve diğer talepleri değerlendirilerek karara bağlar.Çekişmeli boşanma davasında tanık, fotoğraf, kamera kayıtları, mesajlar, sosyal medya paylaşımları, pasaport, giriş çıkış kayıtları, banka ve kredi kartı hesap dökümleri gibi hukuka aykırı yolla elde edilmemiş mahkemeye sunulan tüm deliller incelenir.
Boşanma Sebepleri
Çekişmeli boşanma davasında, davayı açan taraf öne sürmüş olduğu boşanma sebeplerini ispatlamakla mükelleftir. Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda özel ve genel sebepler olmak üzere iki ayrı bölümde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu m. 161 ve devamında özel sebepler belirtilmiştir. Bu sebepler; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin sarsılmasıdır. Davacı, özel sebeplere dayanarak açmış olduğu davada, dayandığı sebebi ispatlamakla yükümlüdür. T.M.K.’nın 166. maddesinde yer alan genel sebepler olarak, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması aranmaktadır. Yargılama sonucunda mahkeme tarafından boşanma kararı verilebileceği gibi hakim tarafından yapılan inceleme sonucunda davaya konu evlilik birliğine son vermeden önce ayrılık kararı da verilebilir. Ayrılık kararı ancak ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunması halinde verilebilir. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
Özel Boşanma Sebepleri (TMK m. 161 – 165)
Zina: Evlilik birliği içinde bir eşin rızası ile başka biriyle cinsel ilişkide bulunmasıdır. Eşin yaşamış olduğu cinsel ilişkide rızasının olması onun kusurlu olduğu anlamına gelir. Zinaya dayanarak açılan boşanma davasında zina yapan eşin kusurlu olması aranır. Eşin cinsel ilişki yaşadığı kişi hemcinsi de olsa zina gerçekleşmiş sayılır. Açılmış olan boşanma davasında eşin zina fiilini gerçekleştirdiği tespit edilmişse hakim boşanma kararı vermelidir. Zina fiilinin öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay, her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Bu halde zinaya dayanarak dava açılamaz. Zina fiilinin affı halinde de eşin dava açma hakkı bulunmamaktadır.
Hayata Kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış: Hayata kast, bir eşin diğerini öldürme niyetini gösteren birtakım fiilleri göstermesidir. Örneğin, öldürmeye teşebbüs etmek, intihara teşvik etmek veya zorlamak gibi. Bu fiilleri bir başkasını azmettirerek yaptırtması da hayata kast kapsamına girmektedir.
Pek kötü davranış: Bir eşin diğerine bilinçli ve kasten göstermiş olduğu acı ve ıstırap veren, sağlığı bozan veya tehlikeye düşüren hareketlerdir.
Onur kırıcı davranış: Bir eşin diğerine manevi varlığına zarar veren davranışlardır. Örneğin aşağılaması, küçük düşürmesi, sinkaflı sözler kullanması gibi.Hayata Kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışlarda da zinada olduğu gibi davranıştan itibaren 6 ay, her halde 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme: Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü diğer eşten onunla yaşaması beklenemezse bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Eşin buna dayanması için suç işleyen ve haysiyetsiz hayat süren kişinin işlediği suçu bilerek ve isteyerek yapması gerekmektedir. Bu suçlar her türlü yüz kızartıcı suçlara girmektedir. Örneğin, fuhuş yapmak, uyuşturucu madde kullanmak gibi. Hakim olayın durumuna göre taktir hakkını kullanarak boşanmaya karar verir.
Terk: (TMK m. 164) Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmesi veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemesi halinde, ayrılık en az altı ay sürmüş ve devam etmekte ise, terk edilen eş bu sebebe dayanarak boşanma davası açabilir. Haklı sebebe örnek olarak tedavi, asker olma, eğitim, cezaevinde bulunma gibi örnekler verilebilir. Haklı sebep olması halinde haklı sebebin sona erdiği halde eşin eve geri dönmemesi durumunda da terk oluşmaktadır.Terkin oluşması için, evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmeme amacı ile ortak hayata son verme durumu olmalıdır. Terk hali aynı zamanda müşterek konutta bulunan ve diğer eşin müşterek konuta gelmesine engelleyen eş için de geçerlidir. Müşterek konuta diğer eşin gelmesine izin vermeyen eş, terk fiilini gerçekleştirmiş sayılmaktadır.Terk fiiline dayanarak boşanma davasının kabul edilmesi için, terkin üzerinden altı ay geçmesi ve devam ediyor olması gerekmektedir. Müşterek konuttan dört aydır ayrı yaşayan eşe karşı müşterek konuta dönmesi için ihtar çekilir. İhtara rağmen eşin iki ay boyunca müşterek konuta dönmemesi üzerine terk fiiline dayanarak açılan boşanma davasında boşanmaya karar verilir.
Akıl Hastalığı: Eşlerden birinin boşanma davası açıldığı vakitte iyileşmesinin mümkün olmadığı resmi sağlık kuruluşunca tespit edilmiş akıl hastalığı bulunmalıdır. Akıl hastalığı sebebi ile diğer eş için ortak hayat çekilmez hale gelmiş olmalıdır.
Genel Boşanma Sebepleri
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması için eşler arasında şiddetli geçimsizlik ve anlaşmazlık bulunması gerekmektedir. Şiddetli geçimsizlikten kastedilen her çift arasında görülebilen geçici tartışmalar değildir. Geçimsizlik ve anlaşmazlık eşler arsında ortak hayatı sürdürmeleri mümkün olmayacak derecede olmalıdır. İddia eden eşin bu durumu ispatlaması gerekmektedir. Hakim, dosyayı inceleyip tanıkları da dinleyerek olayın oluş biçimine bakarak şiddetli geçimsizliğin var olup olmadığını takdir etmektedir. Bu boşanma sebebinde hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Eşler arasında evlilik birliğini devam ettirme isteği kalmamış olmalıdır.
Davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğindeyse ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilir. (TMK m. 166/2) Hakkın kötüye kullanılması hallerine, birlikte yaşamaktan kaçanın, birlik görevlerini yerine getirmeyenin, hakaret edenin, eşinin anne ve babasını eve almayanın veya eşine sürekli sevmediğini söyleyenin itirazları örnek olarak sayılmaktadır. Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması halinde taraflar boşanmaları hususunda anlaşmışlarsa ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde de evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır.
Boşanmada Velayet
Boşanmaya karar veren çiftlerin, bir veya birden fazla müşterek çocuklarının olması durumunda çocuğun yaşam şartları göz önünde bulundurularak küçüğün velayetinin hangi tarafa verileceği hususunun belirlenmesi gerekmektedir. Bu durum boşanma aşamasında eşler arasındaki en önemli çekişme konusudur. Medeni Kanun’a göre mahkeme, çocuğun velayetinin hangi tarafta kalacağını belirlerken çocuğun gelişimini ve yararını dikkate almalıdır. Çocuğun velayetinin hangi tarafta kalacağı hususunda anne ile babanın çelişmesi durumunda, mahkeme çocuğun gelişimine ve yararına göre velayetin kime verileceğine dair karar verir. Bu incelemeyi yaparken, çocuğun idrak yaşına gelmiş olması halinde çocuk pedagog eşliğinde dinlenir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkeme, sunulan deliller dışında da re’sen araştırma yapar. Psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman kişiler tarafından hazırlanan rapor alınır. Tüm deliller değerlendirilerek, çocuğun yararına olacak şekilde velayetin hangi eşe verileceğine kararı verilir.
Aslanbaş Hukuk Bürosu, boşanma davası açılmadan önce ve derdest davada yapılması gereken hukuki işlemleri alanında uzman avukatları ile olaya özgü olarak inceler ve atılacak hukuki adımlar müvekkillerimize belirtilir.
Boşanmada Nafaka
Boşanma davasından önce, derdest davada veya kesinleşen boşanma davasından sonra maddi olarak sıkıntıya düşen veya düşecek olan tarafa ve çocuğun giderlerine katılma yükümlülüğü gereği, mahkeme tarafından diğer tarafa belirli bir miktar ücret ödenmesine hükmedilebilir. Bu ücrete nafaka denilmektedir. Farklı nafaka türleri olup, ayrı şartlara tabiilerdir.
- Tedbir Nafakası: Boşanma davası devam ederken alınabilecek nafakadır. Dava devam ederken eşin geçinebilmesi için tedbir nafakası bağlanır. Dava sonuçlanınca sona erer.
- İştirak Nafakası: Boşanma davası kesinleşmesi ile birlikte velayet kendisinde bulunmayan eş tarafından çocuğun giderlerinin karşılanması amacıyla ödenen nafakadır. Mahkeme tarafından, çocuğun ihtiyaçları, anne babanın gelir düzeyi ve varsa çocuğun geliri değerlendirilerek iştirak nafakası miktarı belirlenmektedir.
- Yoksulluk Nafakası: Boşanmanın gerçekleşmesi ile birlikte, yoksul düşecek kusuru olmayan veya daha az olan eşe diğer eş tarafından hükmedilen nafakadır. Yoksulluk Nafakası süresizdir. Mahkeme, yoksulluğa düşecek tarafın mesleki ve çalışma hayatının olup olmadığını, çalışıyorsa aldığı maaşı, herhangi bir gelirinin olup olmadığını bütün olarak değerlendirerek karar vermektedir.
- Yardım Nafakası: Belirli bir kan hısımlığı bulunan kişilerin, yardımda bulunmadığı zaman yoksulluğa düşecek olan altsoy ve üstsoyuna yardım etmesi gerektiği hukuk düzenimizce kabul edilmiş olup, yardımda bulunulmadığı zaman yoksulluğa düşen kişi tarafından talep edilebilecek nafaka türüdür.
Boşanmada Maddi – Manevi Tazminat
Boşanma davalarında daha çok kusurlu olan taraf, daha az kusurlu veya kusursuz olan tarafa tazminat ödemek durumunda kalabilir.Maddi tazminat, boşanma sebebi ile yeni hayat kuracak olan eşin yapacağı masrafları ve ihtiyacı olan giderleri karşılaması için ödenen bedeldir. Manevi tazminat ise, eşin boşanmadan veya boşanmanın sebebiyet verdiği olaylardan ötürü yaşamış olduğu, elem, ızdırap ve kederi dindirebilmek için ödenen bedeldi.. Mahkeme kusura ilişkin durumları değerlendirir, maddi ve manevi tazminata talep doğrultusunda karar verir.
Boşanmada Ziynet Eşyaları (Düğün Takıları)
Eşlerin evlilik sebebi ile yapmış oldukları düğün töreninde takılan takı ve paraların Yargıtay kararları uyarınca, aksine anlaşma ya da o yöreye özgü örf-adet kuralı yoksa ziynetler de takı paraları da kadına aittir. Buna göre, düğünde akraba eş dost tarafından kadına takılan her türlü ziynet eşyası (altın, küpe, kolye, bilezik vb. takı) ve paralar kadına verilmelidir. Boşanma ile de kocada kalan düğün takıları Aile Mahkemesi’nde açılacak ayrı bir alacak davası ile aynen iadeleri geri istenmelidir. Aynen iadeleri mümkün değilse, Mahkemede, düğün fotoğrafları, notlar, takı ve paraların fotoğrafları, tanık gibi deliller incelenerek bedelinin ödenmesine karar verilir.
1-) Anlaşmalı Boşanma Davasında Avukatın Önemi
Boşanmak isteyen tarafların öncelikle boşanma sonucunda doğacak hukuki sonuçları bilmeli ve öngörülü olarak hareket etmelidir. Bu noktada Aslanbaş Hukuk Bürosu’nun alanında uzman avukatları müvekkillerine tüm hukuki sonuçları artı ve eksileri ile anlatmakta ve müvekkilini en doğru şekilde yönlendirmektedir. Boşanma davasının hukuki mahiyeti gereği son derece önemli olduğu, kişinin hayatını tam anlamıyla değiştirecek bir dava olduğu düşünüldüğünde atılacak her adımın profesyonel bir vekil ile atılması doğru olacaktır. Bu noktada boşanma nedeniyle doğacak her türlü hukuki sonucun önceden bilinmesi, boşanma sürecinin yönetilmesi ve anlaşmalı boşanma protokolünün oluşturulması son derece önem teşkil etmektedir.
2-) Dava Öncesi Neler Yapmalıyım?
Boşanma davaları hukuki mahiyetleri gereği kişisel nitelikli olup, her olayın kendine özgü değerlendirilmesi gerekmektedir. Alanında uzman bir avukat ile yapacağınız görüşme sonucunda davada kullanılabilecek delillerin değerlendirilmesi ve gerekirse delillerin önemli delillerin toplanması gerekmektedir. Özellikle velayet gibi önemli hukuki uyuşmazlıkların olması durumunda atılacak her adımın dikkatli ve uzman avukat desteğiyle atılması gerekmektedir.
Hukuk Büromuz ile yapacağınız görüşme sonucunda gerekli her türlü bilgi alanında uzman avukat tarafında size sunulmuş ve aklınızdaki her soru işareti giderilmiş olacaktır.
Boşanma için nereye başvurulur?
Boşanma davası açmak için dava açacak olan eşin Aile Mahkemesi’ne başvurması gerekmektedir. Ancak hak kaybına uğramamaları için tarafların avukatları vasıtası ile davaların takip edilmesini tavsiye etmekteyiz. Özellikle çekişmeli boşanma davalarında eşlerin karşılıklı taraf olması eşler açısından yıpratıcı olmakta, taraf avukatları tarafları temsilen yapacakları görüşmelerle hukuken ve manen daha sağlıklı yol izlenmektedir.
Boşanma davası nasıl açılır ve sonuçları nelerdir?
Boşanma davasını açan davacı, delil ve tanıkların isimlerinin bulunduğu dava dilekçesi ile Aile Mahkemesi’ne başvurur. Davalı tarafa dava dilekçesini ve tensip zaptının tebliği ile cevap dilekçesi sunması için 15 günlük süre verilir. Dava açıldıktan yaklaşık birkaç ay sonra ön inceleme duruşması ile tarafların katılacağı duruşma günü belirlenir. Deliller incelenip tanıkların dinlenme aşamaları tamamlanması neticesinde hakim tarafların boşanmalarını kabul veya reddeder. Ayrılık kararı da verebilmektedir.
Boşanma davası açmak istiyorum. Ne yapmalıyım?
Boşanma davası açmak için dilekçe düzenlenerek Aile Mahkemesi’ne başvurulur. Anlaşmalı boşanma davası açılması halinde Mahkeme’ye dava dilekçesi ile anlaşma protokolü de sunulması gerekmektedir.
Boşanma davası nerede açılır?
Boşanma davası açmak için davacı eşin birlikte yaşadıkları yerde bulunan Aile Mahkemesi’ne başvurmaları gerekmektedir. Ancak, eşlerin ikamet ettikleri yerde Aile Mahkemesi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yapılarak boşanma davası açılmaktadır. Çekişmeli boşanma davalarında TMK m. 168’e göre boşanma davasının açılacağı yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Anlaşmalı boşanma davalarında ise eşler istedikleri Aile mahkemesine başvurabilirler.
Boşanma davaları ne kadar sürer?
Anlaşmalı boşanma davasında, dava açılması ve duruşma günü verilmesi ile bir hafta – bir ay arası bir sürede duruşma günü verilir. Tek duruşma ile karara çıkabilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında ise, delillerin toplanması ve tanıkların dinlenmesi neticesinde en az bir yıllık sürede dava sonuçlanır. İstinaf ve temyiz aşamaları ile sonuç 4-5 yıl kadar uzamaktadır.
Anlaşmalı boşanma davası için gerekli belgeler:
- Tarafların kimlik belgeleri
- Harç ücretinin ve masraflarının yatırılması
- Varsa çocukların kimlik belgeleri
- Dava dilekçesi
- Anlaşma protokolü
- Protokole konu aracın ruhsatı veya evin tapu örneği
Çekişmeli boşanma davası için gerekli belgeler:
- Dava dilekçesi
- Dava dilekçesinde boşanma sebebinde dayanılan delillerin listesi
- Telefon operatörleri arama listesi (delil olarak gösterilmesi halinde)
- Telefon sms veya whatsapp görüşme örnekleri (delil olarak gösterilmesi halinde)
- Varsa darp raporu