Kökeni Arapça'dan gelen rücu; sözcük olarak caymak, geri dönmek, sözünü geri almak anlamlarına gelir. Rücu ve rücu etmek kelimeleri hukuki metinlerde ve sigortacılık sektöründe kendine yer bulur. Peki, sigortacılık hukukunda yaygın olarak geçen bu rücu hakkı nedir, ne anlama gelir? Hangi durumlarda ortaya çıkar ve yararlanmak için neler yapmalısınız?
Rücu Hakkı Ne Demek?
Sigortacılık sektöründe kullanılan bu terim, sigorta şirketinin poliçede yer alan yükümlülüklerinden cayma hakkının bulunması anlamına gelir. Rücu etmek şirketin sorumluluklarından vazgeçmek için mahkemeye başvurmasına karşılık gelir. Sürecin başlatılabilmesi hasardan sonra oluşan ödemenin sigortalı kişiye yapılması ve halefiyet (hak sahibi kimsenin yerine geçme) ilkesinin de uygulanması gerekir.
Rücu Hakkı Nedir, Kapsamı Nelerdir?
Sigorta şirketinin rücu hakkı, ödediği tazminatı ve hasar miktarını geçmemesi koşuluyla devam eder. Poliçede bulunan muafiyetlere göre sigorta şirketi tarafından zararın bir bölümü karşılandıysa ödeme miktarı haricinde hasara neden olan sorumlu kimseye rücu etme hakkı bulunmaz. Bu nedenle sigorta şirketinin hasarın dışında kalan tazminat talebi haksız görülür. Sigortalı kimsenin üçüncü kişilere karşı yalnızca gerçek zarar ve dava talebi hakkı bulunur. Sigortalıya ödeme yapan şirket, ödeme zamanına göre faiz de talep edebilir. Dava kapsamında faiz ödemesi, olayın gerçekleştiği tarih değil, şirketler tarafından sigortalı kimseye yapılan ödeme tarihi baz alınarak uygulanmaya başlar.
Rücu Hakkı Nasıl Kullanılır?
Bu hak halefiyet ilkesinden kaynağını alır. Buna göre sigorta şirketi ödediği tazminatla sigortalı kimsenin hakkına sahip olup dava açabilir. Zarar yol açan kimselere karşı sigortalının açabileceği tüm davaları sigorta şirketi açıp oluşan hasarın tazminatına dair hakları kullanabilir. Şirketin zararın tümünü gidermemesi halinde sigortalı kimsenin ödenmeyen tazminata ait hakları sürer. Sigortacı, karşıladığı zarar kadar sigortalı kişinin halefi olarak sorumlu olan kimselere karşı rücu hakkını devreye sokabilir.
Sınırları kesin olmamakla birlikte bu konuda yasal zaman aşımı süresi 10 senedir. Sigortacı bahsi geçen olayın gerçekleşmesi ile beraber 10 yıllık süre zarfında rücu hakkı davası açabilir. Bu süreçte şirkete mahkemenin tespit ettiği oranlarda faiz talebi de sunulur. Dava sürecinin başlamasıyla birlikte hasar tespiti aşamasına geçilir. Sigorta sahibi kimseye poliçede belirtilen miktarda tazminat ödemesi yapılır. Rücu hakkı doğduktan sonra sigorta şirketi mahkemeye başvurarak dava sürecini başlatabilir.
Rücu Hakkı Hangi Teminatlar için Geçerlidir?
Rücu, tüm sigorta çeşitlerinde geçerliliğini korur. Bununla birlikte bu hak, en çok kasko sigortasında kullanılır. Konut sigortasında da bu haktan faydanılabilir. Yangın, hırsızlık ve benzeri konut zararlarında sigorta poliçesinde yer alan maddelere uygun olacak biçimde sorumlu kişinin tespit edilmesi durumunda rücu hakkından yararlanılabilir. Tüm sigorta türlerinde olduğu gibi rücu hakkını kullanabilmek için şirketlerin meydana gelen zararı ödemiş olması şarttır. Daha sonra zaman aşımı süresi içerisinde şirket, mahkemeye başvurarak bu hakkını kullanabilir. Kasko ve konut sigortası dışında rücunun geçerli olduğu teminat türleri şunlardır:
- Genel Zararlar Sigortaları
- Kredi Sigortası
- Kaza Sigortası
- Kara Araçları Sorumluluk Sigortaları
- Hayat Sigortası
- Finansal Kayıplar Sigortası
- Kara Araçları/Su Araçları Sigortaları
- Genel Sorumluluk Sigortaları
- Hastalık / Sağlık Sigortası
- Ferdi Kaza Sigortası
- Hukuksal Koruma Sigortası
- Yangın ve Doğal Afetler Sigortası
Sigorta Şirketinin Rücu Hakkı
Sigorta şirketleri belirli durumlarda sigortalı kimseye rücu edebilir. Sigortalının poliçesinde limit artışı olduktan sonra ek poliçe yaptırmaması, prim borcunu ödememiş olması, sigortanın sonlanmasının ardından poliçesinin yenilenmemesi, belirlenen yeni limitler ile veya sözleşme süresinin sıfırlanmasından sonra ödeme yapılmışsa sigorta şirketi, sigortalı kişiye karşı rücu hakkını kullanabilir.
Araç Sahibinin Hatalı Sürücüye Rücu Hakkı
Trafik kazalarında kazaya karışan aracın sürücüsüyle sahibinin aynı kişiler olmaması durumunda araç sahibinin kusursuz sorumluluğu görülür. Yani araç sahibi olan kişi kaza sırasında aracı kullanmıyor olsa dahi yasal olarak sorumluluk sahibidir. Böyle bir durumda araç sahibi, kazaya karışan sürücüye rücu hakkını belirterek neden olduğu zararları kendisinden isteyebilir. Bu noktada poliçe limiti önemli bir husus olarak ortaya çıkar. Sigorta şirketinin araçta oluşan zarara karşı sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlıdır. Limiti geçen zararlarda aşan meblağ, karşı aracın sahibi olan kişiden ya da sürücüden rücu edilebilir.
Sigorta Ettirenin Sigorta Şirketine Rücu Hakkı
Sigorta ettiren kişinin yani poliçe sahibinin, sigorta şirketine karşı dava açması sık rastlanan bir durum değildir. Çoğunlukla zarar görenlerin sürücüye ya da sigorta ettirene karşı açtıkları davalarda sigorta ettiren, davayı sigortacısına bildirebilir. Bununla birlikte sigorta ettiren, zarar gören kimselerin dava açmasını beklemeden aracın kazaya karıştığını öğrendiği günden başlamak suretiyle 5 gün içerisinde sigortacısına durumu bildirmekle sorumlu tutulur.
Kasko Şirketinin Rücu Hakkı
Kasko poliçelerinde hasarla karşılaşılması halinde şirketler tazminatı karşıladıkları oranda yasal olarak sigortalı kimsenin yerine geçerler. Böylece sigorta şirketinin 3. kişiye rücu hakkı doğar. Kusur tespiti Karayolu Trafik Kanunu'nun 2918 sayılı maddesine göre değerlendirilir. Kazalarda kusur tespiti, kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen kaza raporları ile belirlenir. Bununla birlikte kazaya karışan sürücülerin kendi aralarında hazırladıkları tutanaklara göre araçların sigorta şirketlerinin uzlaşması sonucu da kusur tespiti yapılabilir.
Trafik sigortası kapsamında sigortası bulunan bir araçla kaza yapılması halinde sigorta şirketi sigortalı kimseye ya da karşı tarafa maddi tazminat ödemesi yapabilir. Tazminat tutarı, kazanın sebebi, poliçenin kapsamı, tarafların kusur oranları ve farklı etmenlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Rücuya Sebep Olan Durumlar Nelerdir?
Şirketlerin rücu ile ilgili dava açabilmesi için bazı gerekçelerin bulunması gerekir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Kazada sigortalı tarafın kastının ya da ağır kusurunun bulunması
- Yetkililerden izin alınmadan yarış düzenlenmesi ve sigorta düzenlenmemesi
- Yetki belgesi temin edilmeden yetki dışı yolcu taşınması
- Zararlı ve tehlikeli maddelerin izinsiz taşınması
- Kazanın, taşıt kullanım sürelerine dikkat edilmemesinden dolayı gerçekleşmesi,
- Aracın ehliyetsiz bir sürücü tarafından kullanılması rücu hakkı doğurur,
- Kazanın, uyuşturucu ya da alkol almış sürücü tarafından yapılmış olması
- Kapasite üstü yolcu alınması ya da yük taşınması sonucu kazanın meydana gelmesi
- Aracın çalınması ya da gasp edilmesinin işleten kişinin kusurundan kaynaklanması
Rücu Davası Nedir?
Rücu davası, bir kimsenin ödediği bir meblağın ya da aldığı bir hizmetin maliyetinin asıl yükümlülüğü olan başka bir kimseye ya da kuruluşa geri ödeme yapılması için açılır. Rücu hakkı davası kapsamında genellikle bir tazminat talebi ortaya çıkar. Dava, bir tarafın daha önce yaptığı ödemelerin ya da sunduğu hizmetin aslında başka birinin mesuliyetinde olduğunu kanıtlamasını gerektiren yasal bir süreçtir. Bu süreç içerisinde konuya dair ilgili delillerin sunulması ve yasal argümanların geliştirilmesi oldukça önemlidir.
Rücu Davasının Koşulları Nelerdir?
Bu hakkın sınırları net olarak belirlenmiş değildir. Bu noktada sigorta şirketlerinin hazırladığı poliçelerde yer alan rücu hakkı maddeleri oldukça önemli bir rol oynar. Şirket, rücu hakkı ortaya çıktıktan sonra dava açabilir. Halefiyet ilkesi gereği zararın nedenine göre sigorta ettiren adına üçüncü tarafa dava açabildiği gibi hatalı gördüğü sigorta ettirene de açabilir. Şirketlerin tazminatı rücu etmesi halinde yalnızca sigortalı kimse değil yakınlar da bu durumdan etkilenebilir. Bazı kaza türlerinde sigortalı kişinin mirasçılarına da dava açılması mümkündür.