Yalan Tanıklık Suçu (TCK m.272)
Yalan tanıklık suçu, tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak beyanda bulunulmasıyla meydana gelir (TCK md.272). Suç, halk arasında daha çok “yalancı şahitlik” olarak tabir edilmektedir. Yalan tanıklık suçu, “adliyeye karşı suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Çünkü, yalancı şahitlik ile adaletin yerine gelmesinin engellendiği kabul edilmektedir.
Tanıklık; bir olay hakkında görgüsü veya bilgisi olan bir kimsenin beş duyusu ile edindiği bilgileri tanık dinlemeye yetkili makam önünde anlatmasıdır. Tanık, yargılama konusu olay hakkındaki bilgisini veya gördüğünü tam olarak açıklamakla yükümlüdür.
YALAN TANIKLIK SUÇUNUN ŞARTLARI NELERDİR?
TCK 273. maddesinde düzenlenen yalan tanıklık (şahitlik) suçunun oluşabilmesinin şartları şunlardır;
- Hukuka aykırı bir fiil sebebi ile soruşturma başlatılmış olmalı,
- Tanık dinlemeye yetkili bir kişi, kurul veya mahkeme huzurunda bulunmalıdır,
- Gerçeğe aykırı beyanda bulunulması gerekmektedir. Üç şartın bir arada gerçekleşmesi ile yalan tanıklık suçu oluşacaktır.
YALAN TANIKLIK SUÇUNUN CEZASI NEDİR?
Yalan tanıklık (şahitlik) suçunun temel halinin cezası; bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektirir bir suçun soruşturması veya kovuşturmasına başlanılmışsa ve bu kapsamda yalan tanıklık yapan kişiye iki yıldan dört yıla hapis cezası verilir. Aleyhine yalan tanıklıkta bulunan kişinin hakkında beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise gözaltına alınma ve tutuklama dışında bir güvenlik tedbiri uygulanmışsa verilecek ceza yarı oranından artırılır. Aleyhine yalan tanıklık yapılan kişi hakkında hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırımın uygulanması durumunda üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.Aleyhine yalan tanıklık yapılan kişi hakkında beraat ya da kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olması şartıyla gözaltına alınması veya tutuklanması durumunda ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
Aleyhine yalan tanıklıkta bulunmuş kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına hükmedilmesi halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezası verilir. Bu madde kapsamında verilen cezanın infazına başlanmış olması durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezası ceza yargısında başvurulan bir yaptırım türüdür. Buna göre hükümlüden işlediği hukuka aykırı fiilin karşılığında belirli bir miktarda para alınır, kanunda gösterilen yerlere ödenir. Koşullarını sağlayan hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilmektedir. Kasten işlenen suçlarda bir yıl ve altındaki hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilmektedir. Yalan tanıklık (şahitlik) suçu bu kapsamdadır.
YALAN TANIKLIK SUÇUNDA CEZAYI ARTIRAN HALLER NELERDİR?
Yalan tanıklık suçunda aşağıdaki durumlarda ceza artırılmaktadır;
- Yalan tanıklık suçunun üç yıldan fazla cezayı gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturma aşamasında işlenmesi durumunda,
- Aleyhine yalan tanıklıkta bulunulan kişi hakkında gözaltına alma ve tutuklama dışında bir koruma tedbiri uygulanmışsa,
- Aleyhine yalan tanıklıkta bulunulan kişi hakkında gözaltına alınması veya tutuklanması durumunda,
- Aleyhine yalan tanıklıkta bulunulan kişi hakkında müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alması durumunda,
- Aleyhine yalan tanıklıkta bulunulan kişi hakkında verilen hapis cezasının infazına başlanmışsa, bu durumlarda kanunda belirtilen oranlarda ceza artırılmaktadır.
YALAN TANIKLIK SUÇU ŞİKÂYETE BAĞLI MIDIR?
Yalancı tanıklık (şahitlik) suçu, şikâyete bağlı suçlar arasında yer almamaktadır. Suç şikâyete bağlı olmasa da kişi yalancı şahitlik suçunu işleyen kişiden şikâyetçi olabilmektedir. Şikâyette bulunan kişi sonradan şikâyetinden vazgeçse bile dava kamu davası olarak devam edecektir. Suçun şikâyete bağlı olmadığı hallerde şikâyetten vazgeçmenin bir hükmü yoktur. Takibi şikâyete bağlı olmayan suçlar re ’sen araştırılarak gerekli işlemler yapılabilir. Şikâyet edilip edilmediği araştırılmaz.
Yalan Tanıklık Suçunda Uzlaşma
Yalancı tanıklık (şahitlik) suçu uzlaşmaya tabi suçlardan değildir. Uzlaşma suç şüphesi altında olan kişi ile suçun mağduru arasında Uzlaştırmacı eşliğinde uzlaşma amacıyla kurulan diyalogdur.
YALAN TANIKLIK SUÇUNDA ZAMANAŞIMI
Yalan tanıklık (şahitlik) suçu şikâyete bağlı olmadığından suçun soruşturulması ve kovuşturulması için de bir süre öngörülmemiştir. Dava zamanaşımının 8 yıl olduğundan açılacak soruşturma ve kovuşturmalarda dava zamanaşımına dikkat etmek gerekir.
ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
T.C YARGITAY 8.Ceza Dairesi, Esas: 2020/ 13947, Karar: 2021 / 2757, Karar Tarihi: 23.02.2021:
“5237 sayılı TCK.nın 272. maddesinde düzenlenen yalan tanıklık suçunun oluşması için tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde ya da mahkeme veya yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapılmasının zorunlu bulunması ve ceza soruşturmasında 5271 sayılı CYY. hükümleri uyarınca kolluğun yeminli tanık dinleme yetkisinin bulunmaması karşısında, sanığın kasten basit yaralama, silahla tehdit suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında, 14.10.2011 tarihinde kollukta tanık sıfatıyla verdiği ifade de olayı görmediği halde kuru sıkı tabanca ile ateş edildiğini söylemesi şeklinde gerçekleşen eyleminde yalan tanıklık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir.”
T.C YARGITAY 4.Ceza Dairesi Esas: 2011/ 19032, Karar: 2012 / 19119, Karar Tarihi: 02.10.2012:
“5271 sayılı yasada belirtilen zarar kavramının ölçülebilir, belirlenebilir (somut) maddi zarara ilişkin olup, manevi zararı kapsamadığı yargılamaya konu yalan tanıklık suçunda dosyaya yansıyan ve talep edilen bir zararın bulunmadığı gözetilerek, sabıkasız sanık hakkında takdiri indirim uygulanıp, cezası seçenek yaptırıma çevrilmesine rağmen “zarar giderilmediğinden” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.”
CEZA DAVALARI NE KADAR SÜRER?
Ceza hukukunu ilgilendiren davalarında süre mahkemenin yoğunluğuna ve dosyanın kapsamına göre değişebilmektedir. Adalet Bakanlığı tarafından yargıda hedef süreler belirlenmiştir. Bu süreler davanın konusu ve niteliği uyarınca belirlenmiş olup İstinaf ve Yargıtay aşamaları bu süre içinde değerlendirilmez. Pratik uygulamalara göz atıldığında;
- Soruşturmanın tamamlanması
- Tanıkların dinlenilmesi
- Delillerin toplanmasında geçen süreçler davanın süresini etkilemektedir.