Kişiler, estetik amaç güderek vücudunda ve dişlerinde değişiklikler yaptırmak istemekte ve güzellik algısına uygun bir işlem yapılmasını beklemektedir. Estetik uygulamalarda uygulamanın gerçekleştiği kişinin genellikle sağlık açısından bir sorunu bulunmamakla beraber görünüşünün değişmesi amacıyla hareket edilmektedir.
Vekalet Sözleşmesi
Yapılan tıbbi müdahalelerin hangi amaçla yapıldığı, doktor ile hasta arasındaki hukuki ilişkinin tespiti açısından önem arz etmektedir. Eğer ki bir kimse tıbbi bir işlemi tedavi uygulatmak ve sağlığının düzelmesi amacıyla yapıyorsa bu durumda taraflar arasında vekalet sözleşmesinin varlığı kabul edilmektedir. Vekalet sözleşmesinin varlığı halinde hekim hastaya sonuç garantisi vermemekte yalnızca tedavi için gerekli uygulamaları yapmayı taahhüt etmektedir.
Eser Sözleşmesi
Yargıtay içtihatları ve uygulamaya göre eğer ki söz konusu tıbbi müdahale hastanın estetiğini amaçlayarak uygulanmaktaysa bu defa hekim ile hasta arasında eser sözleşmesinin var olduğu kabul edilmektedir. Eser sözleşmesi kapsamında taraflar birbirlerine karşı borç altına girmektedirler. Hekim asli olarak hastaya estetik bir görünüş kazandıracağını taahhüt etmektedir. Bir bakıma sonucun garantisi altına girmektedir. Hasta ise söz konusu uygulamaya ilişkin bedel ödeme borcu altına girmektedir. Diş protezi, implant tedavisi ya da başka birtakım estetik amaçlı uygulamalar Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla da eser sözleşmesi kapsamında kabul edilmektedir. Bu husus Yargıtay içtihatlarında da görünmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2014/22053 Esas, 2015/17507 Karar sayılı ilamında; “Davaya dayanak yapılan maddi olgu, gerekli tedavi yapılmak suretiyle dişlerin gerçek işlevine kavuşturulmasıdır. Varılmak istenilen sonucun ve buna dayalı olguların hukuki nitelendirilmesi yapıldığında ise, yanlar arasında BK’nun 355 ve devamı (TBK’ nun 470 ve devamı) maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.” şeklinde hüküm kurmuştur.
Doktor Hatası (Malpraktis) Nedir?
Malpraktis , meslek mensubu birinin mesleki işlemlerde yaptığı bir hatayı ifade etmekle, uygulamada genellikle doktor hatasından kaynaklı olarak açılan davalar malpraktis davası olarak anılmaktadır.
Diş Hekiminin Sorumluluğunun Kapsamı
Estetik müdahalelerde doktorun hastaya hastanın talebi doğrultusundaki sonucu taahhüt etmesi asli borcu olmakla birlikte başka birtakım borçları da bulunmaktadır. Hekim tedavi uygulamalarından önce doğru teşhisi koymakla, teşhis ettiği duruma en uygun işlemi bulmakla ve bu işlemi en uygun şekilde uygulamakla, işlemi bizzat uygulamakla ve estetik müdahale öncesinde ve sonrasında hastayı aydınlatmakla yükümlüdür. Doktor, bu yükümlülüklerden birisinde özensizlik ve hata meydana geldiği takdirde doğacak sonuçlardan sorumlu olacaktır. Hekimin sorumluluğu kapsamında hasta, maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir.
Tazminat Talebi
Hekimin, hasta ile arasındaki sözleşmeye aykırı sonuç elde etmesi halinde tazminat talebinde bulunulabilmesi için hekimin kusurunun varlığı ve kusur neticesinde bir zararın meydana gelmiş olması aranmaktadır. Zararın da hekimin kusurundan kaynaklandığının ispat edilebiliyor olması gerekmektedir. Doktorun kusurlu olarak kabul edilebilmesi için kasten yahut ihmalen hareket etmesi gerekmekle birlikte uygulamada daha çok ihmali davranışlar dolayısıyla doktorun sorumluluğu gündeme gelmektedir. Hekim tüm tıbbi uygulamaları gereği gibi yapmış olsa da vaat edilen sonucu meydana getirememiş olabilir. Ancak bu halde de hekimin sorumluluğu doğacaktır. Çünkü hekim yapılacak işlemin sonuçlarını öngörebilmeli ve bu öngörüye göre en uygun işlemi uygulamalıdır.
Maddi Tazminat
Hasta, hekimin hatasından kaynaklanan zararı neticesinde maddi tazminat talebinde bulunabilir. Maddi tazminat kapsamına; ameliyat masrafları, gerektiyse ek tedavi masrafları, meydana gelen zarar neticesinde hastanın uğradığı kazanç kaybı talep edilebilir. Tazminat doğrudan hastaya ödenebilir. Hastanın doktorun hatalı işleminden dolayı hastanın ölümü durumunda yakınları tüm bunların yanında “destekten yoksun kalma tazminatı” da talep etme hakkına sahip olur.
Manevi Tazminat
Manevi zarar, kişinin duyduğu bedensel ve ruhsal acıyı, çektiği kederi ifade etmektedir. Meydana gelen zarardan kaynaklı olarak hasta, manevi tazminat talebinde bulunabilecektir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Estetik işlemi bir kamu hastanesinde gerçekleştirilmişse görevli ve yetkili mahkeme işlemin gerçekleştiği yer İdare Mahkemesidir. Eğer ki özel hastanede yahut özel muayenehanede gerçekleştirilmişse görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise yine işlemin gerçekleştirildiği yer mahkemesidir.
Dava Kime Karşı Açılır?
Tıbbi işlemin bir kamu hastanesinde yapılması durumunda İdare Hukuku kuralları uygulama alanı bulacağından dava hastaneye karşı açılacaktır. Davada görev kusuru gündeme gelecek ve dava tam yargı davası niteliğinde olacaktır. Davanın Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girmesi durumunda tıbbi işlemi özel hastanede gerçekleşmiş olması durumunda hastane, özel muayenehanede gerçekleşmesi durumunda ise doğrudan hekim taraf gösterilecektir.
Zamanaşımı
Estetik müdahaleler ve bu kapsamda diş protezi ve diş estetiği uygulamaları eser sözleşmesi kapsamındadır. Türk Borçlar Kanunu’nun eser sözleşmesi hükümleri gereğince zamanaşımı süresi 5 yıldır. İdare hukukunun uygulandığı durumlarda ise İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince dava açılmadan evvel idareye başvuru yapma zorunluluğu vardır. İdareye başvuru yapılmasının ardından idare, 30 gün içerisinde cevap vermez yahut olumsuz cevap verirse artık dava açılabilecektir. İdare hukuku kapsamında tam yargı niteliğinde açılacak olan bu dava zarar verici eylemin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde 5 yıl içerisinde açılmalıdır.