Aslanbaş Hukuk Bürosu - Av. Mert Koray Aslanbaş
CİNSEL SUÇLAR VE CEZALAR

CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI SUÇLAR


Cinsel dokunulmazlık, kişilere karşı cinsel davranışların gerçekleştirilmesiyle ihlâl edilir. Cinsel davranışlar ise, cinsel bir amaçla veya cinsel arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilen hareketleri ifade eder. Kanunda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, dört ana suç tipi halinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz başlıkları ile düzenlenmiştir.
CİNSEL SALDIRI


TCK Madde 102: Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cinsel saldırı suçunun özelliği, 18 yaşından büyük kadın veya erkek mağdur şahısların rızası hilafına, cinsel arzuları tatmin amacıyla vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesidir. Suçun, mağdura karşı cebir, tehdit ya da hile kullanılarak, bilincinin yitirilmesine neden olarak veya bilincinin kapalı olmasından yararlanılarak işlenmesi ise “ağırlaştırıcı sebep” olarak kabul edilmektedir.
Şehevî arzular ile kişilerin vücutlarına dokunma, elleme veya öpme gibi eylemler bu suçun konusu olabildiği gibi, vücuda organ veya sair cisimlerin sokulması da bu suçu oluşturur. Vücuda temas olmaksızın yapılan cinsel (içerikli) davranışlar, bu suçun kapsamı dışındadır.
Suçun TCK’nın 102. maddesinin birinci fıkrası ile eşe karşı işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi, mağdurun şikâyetine bağlıdır.

ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI


TCK Madde 103: Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu suçu oluşturan bazı fiiller şöyledir;
On beş yaşını tamamlamamış çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
On beş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
On beş yaşını tamamlamış, algılama yeteneği gelişmiş, fakat on sekiz yaşını tamamlamamış çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış.

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ


TCK 104: Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

CİNSEL TACİZ


TCK 105: Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Cinsel taciz; sözlü, yazılı fiillerle veya beden hareketleriyle, mağdurun vücuduna temas içermeyen, cinsel arzuları tatmine yönelik davranışlardır.
Bu davranışlar; ıslık çalmak, cinsel organını göstermek, her türlü iletişim aracıyla cinsel içerikli yazılar göndermek, el kol işaretleri ile cinsel ilişkide bulunmayı önermek, soyunmak gibi hareketler ile söz ve davranışlar olabilir. Suçun faili veya mağduru farklı cinsiyetten kişi olabileceği gibi, aynı cinsiyetten de olabilir. Cinsel taciz suçunun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikâyetine bağlıdır.


KUMAR OYNANMASI İÇİN YER VE İMKAN SAĞLAMA 


TCK Madde 228: Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden aşağı olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.
Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı oranında artırılır.
Suçun bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesi halinde üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır. 


1072 SAYILI KANUNA MUHALEFET

1072 SAYILI RULET, TİLT VE BENZERİ OYUN ALET VE MAKİNALARI HAKKINDA KANUN’A GÖRE

Türk Ceza Kanununun 228 inci maddesinin kapsamı dışında kalsa bile umuma mahsus veya umuma açık yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç kasdiyle oynanmasa dahi rulet, tilt, ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet istiyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makinaları ile benzerlerini bulundurmak veya çalıştırmak veya yurda sokmak yahut imal etmek yasaktır. (1)

İNSAN TİCARETİ

21. Yüzyıl itibariyle tüm dünyada başlayan küreselleşme ile birlikte, gerek dünya ülkeleri gerekse ülkemizde yoğunlaşarak etkinliğini ​arttıran ve “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” arasında yer alan İnsan Ticareti,  günümüzde modern kölelik olarak kabul edilmektedir. İnsan Ticareti geçmişteki Kölelikten farklı olarak günümüzde, özellikle kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, daha çok insanların cinsel ve emek sömürüsü şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Temel insan hakları ihlallerinden başlayarak Devlet Güvenliğine kadar çok geniş bir yelpazede zararları bulunan insan ticareti ile mücadele, ekonomik, sosyal, psikolojik önlemleri gerektirmekle birlikte, bu suçun faillerini bulmak ve cezalandırmak, suçun mağdurlarını da tespit etmek, kurtarmak ve korumak açısından önem arz etmektedir.

Suçun meydana gelişinden başlanarak sebebiyet verdiği ekonomik, sosyal ve özellikle psikolojik etkileri üzerinden suç ile mücadele yöntemleri geliştirilmiştir.
Yeni yöntemlerle birlikte suç öncesi ve sonrası etkin mücadele tedbirleri alınarak bu tedbirlerin geliştirilmesine devam edilmektedir.
Bu şekli ile düzenlemeye dayanak ise, İnsan Ticareti suçu ve suçun ortaya çıkışı ile mücadele yöntemleri kapsamında ilk olarak “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine ek olarak hazırlanan ek protokol ülkemiz tarafından imzalanarak bu protokol, 4804 sayılı Kanun ile kabul edilmiştir.​
4804 SAYILI KANUN İLE KABUL EDİLEN PROTOKOL
“İnsan ticaretinin, özellikle kadın ve çocuk ticaretinin önlenmesine, durdurulmasına ve cezalandırılmasına ilişkin protokol ”ün 3. maddesinde tanımlanan şekliyle, insan ticareti kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma, kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına geldiği tespit edilmiştir.
Ayrıca protokol, insan ticaretini üç temel unsura ayırarak, Eylem Olarak:

Tedarik etme, nakletme, sevk etme, barındırma ve kabul etme unsurlarını,
Kullanılan Araç Olarak: Tehdit, şiddet, diğer zorlayıcı şekiller, Kaçırma, hile, aldatma, nüfuzun veya aczin kötüye kullanılması, başka bir şahıs üzerinde kontrole sahip kişinin rızasını elde etmek için menfaat verme veya alma,

İstismar terimi: Asgari olarak başkalarının fuhşunun istismar edilmesini veya cinsel istismarın başka biçimlerini, zorla çalıştırmayı veya hizmet ettirmeyi, esareti veya esaret benzeri uygulamaları veya organların alınması ifade etmiştir.

TCK’NIN 80. MADDESİNDE İNSAN TİCARETİ KAVRAMI
Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tabi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişilerin ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir.

İNSAN TİCARETİ SUÇUNUN ANAYASAL İHLALLERİ
Kişinin;

  • Maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme haklarına ilişkin 17. Maddesi,
  • Zorla çalıştırma yasağını düzenleyen 18. Maddesi,
  • İşgücü istismarına neden olabilecek davranışların yasaklandığı 50. Maddesi,
  • Kişi hürriyeti ve güvenliğini düzenleyen 19. Maddesi,
  • Özel yaşam hakkının güvence altına alındığı 20. maddelerini ihlal etmektedir.

SUÇUN BOYUTU VE ORTAYA ÇIKIŞI

İstismara çok açık olan insan ticareti, özellikle ekonomik bunalım ve ekonomik olarak yeni gelişmekte olan ülkelerde, kendini daha çok hissettirmektedir. İnsan ticaretine yön veren suç örgütleri ile sistematik olarak bu suça karışan çeşitli suç odaklı illegal yapılar, bu suçun mağdurlarının, kültürel seviye ve yapıları, bilinçsiz özenti algısı oluşturma,  ailevi (ör: aile içi şiddet) toplumsal (örnek: cinsiyet ayrımcılığı-kadının ikinci sınıf olarak görülmesi-kadın ve erkek ayrımcılığı ve kadının toplumdaki yeri) daha iyi ekonomik koşullara sahip olma, yüksek ve gösterişli ekonomik yaşam ve göç olgusu başlayan uyum sorunları gibi ortaya çıkan olumsuzluklarından faydalanarak (hile-kandırmak-çaresizliğinden yararlanma vb) mağdurlara, özellikle daha iyi bir yaşam ve çalışma koşulları sağlanacağı yönünde vaatlerde bulunulmaktadır. Bu şekli ile temin edilen suçun mağdurları üzerinden, insan onuru ile bağdaşmayacak şekilde yararlanılarak, özellikle cinsel ve emek sömürü yapılmaktadır.

SUÇUN ETKİLERİ
İnsan Ticareti suçu, ilk olarak temel insan hakları üzerinde meydana gelen ihlaller ile başlayarak özellikle ülkemizde çok önemli bir yere sahip olan toplumsal yapının temelini oluşturan ailenin ve ahlaki yapının bozulması ve devamında devletin ve milletin milli menfaatlerini oluşturan ülkenin genel güvenlik ve genel sağlık politikalarına darbe vurmaktadır. Bu suçun sirayeti ile birlikte suç örgütleri ve illegal yapılar yüksek miktarlarda haksız ve kayıt dışı paralara sahip olmaktadır.
İnsan ticareti olaylarında fuhşa zorlama veya cinsel olarak sömürülme ile çeşitli cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasında etkin rol oynamaktadır. Bu durum ülke kaynaklarının zarar görmesine ve neticesinde toplumun refah düzeyinin etkilenmesine neden olmaktadır.​

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI İLE İNSAN TİCARETİ ARASINDAKİ FARKLAR

  • İnsan/Göçmen kaçakçılığı devlet aleyhine, insan ticareti ise insana karşı işlenen bir suçtur.
  • İnsan/Göçmen kaçakçılığında esas olan kişilerin gönüllüğüdür. İnsan ticaretinde zorlama, baskı, zulüm vb. söz konusudur.
  • İnsan/Göçmen kaçakçılığında, şahıslar kaçakçılar ile irtibat kurarak hedef ülkeye gitmesinin ardından kaçakçı ile ilişkisine son verir. İnsan Ticaretinde ise, şahıslar başta gönüllü olarak, kandırılarak veya zorla insan tacirleriyle irtibat kurarak hedef ülkeye varmasının ardından insan taciriyle irtibatı kesilmez ve şahısların sömürülmesi başlar.
banner img

Bize hafta içi hergün , 09:00 - 18:00 saatleri arasında ulaşabilirsiniz...

Bize danışın

Bize danışmak için aşağıdaki form bilgilerini doldurarak tarafımıza ulaşabilirsiniz...