Araç Mahrumiyeti Nedir? Kimden Nasıl Talep Edilir?
Hak mahrumiyeti, ticari kazanç kaybı ya da halk arasındaki söylenen şekli ile yatma parası; meydana gelen trafik kazasından sonra aracın kaza sebebiyle uğradığı hasardan dolayı, araç serviste kaldığı ve onarım süresince kullanılamadığından araçtan elde edilmesi beklenen maddi menfaatlerin elde edilmesi amacıyla açılan dava türüdür. Hak mahrumiyetinin hukuki temeli ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49. Maddesidir.Buna göre "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bu durumda trafik kazasına kusuruyla sebep olan taraf, gerçekleştirdiği haksız fiil ile kazanç kaybı arasında illiyet bağı mevcut ise bundan kaynaklı dolaylı zararı gidermekle yükümlüdür.
HAK ARAÇ MAHRUMİYETİ SİGORTA KAPSAMINA GİRER Mİ?
Sigorta şirketleri ile yapılan sözleşmelerin içerdiği riziko kapsamına hak mahrumiyete ilişkin talepler giremez. Hak mahrumiyetine ilişkin talep dava açarak ya da ilamsız icra yolu ile kazaya neden olan aracın ruhsat sahibine yöneltilir.
Kaldı ki; ZMSS Genel Şartlarının A.3 maddesinde “Teminat Dışı Kalan Haller” başlığında (k) bendinde "Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerine dahil dolaylı bir zarar olması sebebiyle poliçe teminatına dahil değildir. “ denilerek bu konuya açıklık getirilmiştir. Yine Türk Ticaret Kanunun 1453/2 maddesinde, "Rizikonun gerçekleşmesi sonucu doğan kazanç kaybı ile sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarlar, aksine sözleşme yoksa, sigorta kapsamında değildir. Mal bağlamında kazancın, makul sınırı aşan kısmı sigorta edilemez.” denilmektedir.
HAK ARAÇ MAHRUMİYETİ İSTEMLERİNDE GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NEDİR?
Hak mahrumiyetinin literatürdeki diğer adı ticari kazanç kaybı olduğu için açılacak davalarda ilk başta Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu düşünülse de bu isteme ilişkin açılacak davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Çünkü alacak hakkının doğmasına sebep olan olay trafik kazası olup , trafik kazası da Ticaret Kanununda sayılan haksız fiillerden olmadığı için, bu uyuşmazlıklar ticari dava ve iş değildir.
Bu konuya ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/1399 E, 2018/1845 K nolu ve 13.11.2018 tarihli kararı emsal teşkil etmektedir. Buna göre "Somut olayda, davacı, şirkete ait araca, davalı şirkete ait ve davalı gerçek kişinin sürücüsü olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda, davacı şirkete ait araçta hasar meydana geldiğini belirterek araçtaki değer kaybı ve kazanç kaybının davalılardan tahsilini talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, davacıya ait araç ile davalı şirkete ait aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir." Yetkili mahkeme ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu 17. Maddeye göre belirlenir. İlgili hükme göre “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. ”
HAK ARAÇ MAHRUMİYETİ DAVALARI ZORUNLU ARABULUCUYA TABİİ MİDİR?
Yukarıda da görevli mahkemeyi açıklarken belirttiğimiz gibi alacak hakkının doğmasına sebep olan olay trafik kazası olup , trafik kazası da Ticaret Kanununda sayılan haksız fiillerden olmadığı için, bu uyuşmazlıklar ticari dava ve iş değildir. Dolayısıyla zorunlu arabuluculuğa tabii değildir.
HAK ARAÇ MAHRUMİYETİ BEDELİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?
Kaza sebebiyle onarımda kalan araç için istenilen hak mahrumiyetinde; “Davacının araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybına ilişkin delilleri sorulmalı , ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı , aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler ( yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir.Açıklanan konularda gerektiğinde bilirkişiden rapor (veya ek rapor) alınmalıdır.araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde tbk’nın 42. maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir." (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2008/2243 E., 2008/4182 K. )”
HAK ARAÇ MAHRUMİYETİNE İLİŞKİN DAVALARDA FATURA GÖSTERME ZORUNLULUĞU VAR MIDIR?
Araç mahrumiyeti talep edilirken belge gösterme yükümlülüğü yoktur. Bu hususa ilişkin Yargıtay 17. HD 2017/1625 E.-2018/1686 K. sayılı kararında şu değerlendirmeyi yapmıştır: "Davacının ikame araç bedeli talebi mahkemece davacı tarafından araç kiraladığına dair belge sunulmaması nedeni ile reddedilmis olup bu süre ile ilgili araç kiralandığına dair belge sunulmasa da TBK 42. Madde (50.md) uyarınca hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan, bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir rapor almak suretiyle davacının mahrumiyet bedeli talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli değildir."
HAK ARAÇ MAHRUMİYETİ İSTEME SÜRESİ NE KADARDIR?
Haksız fiilden kaynaklı davalarda Türk Borçlar Kanunu madde 72’ ye göre “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.”