Aslanbaş Hukuk Bürosu - Av. Mert Koray Aslanbaş
TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇU

TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇU

Türk ceza kanunumuzda terör örgütü şu şekilde düzenlenmiştir;
-Genel (adi) suç örgütü– TCK m.220
-Silahsız terör örgütü–Terörle Mücadele Kanunu (TMK) m.1-m.7/1
-Silahlı terör örgütü–TCK’nın m.314, TMK m.7/1

Örgüt üyeliği suçu; Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Örgüt adına suç işleme suçu; örgütün hiyerarşisi içinde yer almamakla birlikte, yani üye olmamakla birlikte örgüte duyulan sempati nedeniyle veya bir yarar sağlamak amacıyla suç işlenmesidir. Bu suçun oluşabilmesi için, fail ile örgüt arasında organik bağ olmadığı halde, suçun işlenmesinin örgüt tarafından istenmesi ya da örgütün bilgisi dahilinde gerçekleştirilmiş olması gerekir. Örgüt adına işlenen suç karşılıksız olabileceği gibi bir menfaat karşılığında da işlenmiş olabilir. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu; örgütün dışında olan bir kimsenin özgür iradesiyle örgüte yer sağlama, yiyecek ve giyecek sağlama, silah temin etme vb. gibi davranışlarla örgütsel faaliyete veya örgütün işlediği suça yardım etmesiyle oluşur.
Çok sayıda insanın suç işlemek üzere gelişigüzel bir araya gelmesi suç örgütüne vücut vermez. Suç örgütünün varlığından bahsedebilmek için asgari şu koşulların bir arada bulunması gerekir:

>Üye Sayısı: Suç örgütünün üye sayısı en az 3 veya daha fazla kişi olmalıdır.
>Hiyerarşik İlişki: Suç örgütünden bahsedebilmek için örgütün bir yapılanması bulunmalıdır. Üyeler arasında gevşek veya katı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır. Suç örgütü adeta bir güç kaynağı haline gelmeli, üyeleri üzerinde de bir hakimiyet oluşturmalıdır. Örgütün yöneticisi bir veya birden fazla kişi olabilir. Önemli olan üyeler arasında emir-talimat ilişkisinin mevcut olmasıdır.
>Suç İşleme Amacı: Suç örgütünün suç işlemek amacıyla oluşturulmuş olması gerekir. Örgüt fiilen suç işlemese bile, üyelerin suç işleme amacıyla bir araya gelmesi yeterlidir. Suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması bazı durumlarda mümkün olsa da şart değildir. Ancak, örgütün suç işlemek amacıyla bir araya geldiğinin tespit edilmesi gerekir. Örgütün bazı suçlara dair hazırlık hareketleri içesinde bulunması; örneğin, silah temin etmesi, keşif yapması, yakalanmayı engelleyecek bazı önlemler alması vb. gibi hareketlerden kişilerin örgütsel bir şekilde suç işleme amacı etrafında bir araya gelip gelmedikleri anlaşılabilir. Suç örgütü, doğası gereği birden fazla belirsiz sayıda suç işlemeyi hedeflemelidir. Tek bir suçu işlemek için bir araya gelen bir topluluğun sayısı ne olursa olsun örgütlü suçtan bahsetmek mümkün değildir, işlenen fiil ancak “iştirak” veya “toplu suç” gibi kavramlarla açıklanabilir.

>Örgütsel Faaliyetin Sürekliliği: Örgütsel faaliyet süreklilik arz eder. Yani, örgüt üyeleri suç işleme iradesiyle devamlılık arz edecek bir şekilde bir araya gelmektedir. Devamlılığın tespit edilmesi noktasında yalnız amaç suçların sürekli bir şekilde işlenmesi değil, öncelikli olarak, amaç suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının araştırılması gerekir. Kişilerin belirli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil ancak suça iştirak iradesinden söz edilebilecektir. Örneğin, 5 kişinin bir kişiye karşı dolandırıcılık suçu işlemek üzere bir araya gelmesi, plan yapması ve koordineli bir şekilde suçu icra ederek tamamlaması halinde suç örgütünden değil, iştirak halinde suç işlenmesinden bahsedilebilir.

>Elverişlilik: Örgütün amaçlanan suçları işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olması gerekir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olmaması halinde, örgütsel bir suç işleyeceğinden bahsetmek mümkün değildir. Suç işlemeye elverişli araç ve gerece sahip olmaktan kastedilen, örgütün silahlı olması da değildir. Suç örgütü, silahlı olabileceği gibi silahsız da olabilir. Örneğin, hiçbir şekilde silah kullanmadan tehdit, şantaj, hırsızlık, yağma, uyuşturucu madde ticareti, gümrük kaçakçılığı, ihaleye fesat karıştırma vb. gibi suçları örgütsel faaliyet çerçevesinde işlemek mümkündür. Suç işlemek için örgüt kurulması bir somut tehlike suçudur. Her ne kadar en az üç kişinin belli amaç etrafında suç işlemek üzere devamlı surette fiilen birleşmesi suretiyle örgüt meydana gelebilirse de; kurulan örgüt, güdülen amaç bakımından somut bir tehlike oluşturmayabilir. Bu nedenle, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması aranmalıdır. Elverişlilik, basit bir birleşmeyi değil, kamu düzeni için somut bir tehlike oluşturacak daha sıkı bir birleşmeyi gerektirir.

TCK m.220 bağlamında örgüt kurma, yönetme veya örgüt üyeliği açısından yukarıda açıklanan tüm unsurlar TCK m.314’te düzenlenen silahlı örgüt suçu açısından da aynen geçerlidir. TCK m.314’te yer alan örgüt, siyasi amaçlarla hareket eden silahlı bir örgüttür. TCK m.220’de düzenlenen suç örgütü siyasi amaçlarla değil, ekonomik veya başkaca çıkarlar elde etmek üzere silahlı veya silahsız olarak faaliyet gösterir. Yargıtay, yerleşik uygulamasında TCK m.220 ile TCK m.314 arasındaki farkı ve TCK m.314’teki silahlı örgütün unsurlarını şu şekilde ifade etmiştir (Y16CD-K.2017/4786):“…TCK’nın 314. maddesi bakımından; bir oluşumun, bir yapılanmanın silahlı terör örgütü sayılabilmesi için, TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen suç işlemek için örgüt kurma suçunda örgütün varlığı için gerekli koşullar yanında, Türk Ceza Kanununun ikinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları (siyasi amaçla işlenen suçları) “amaç suç” olarak işlemek üzere kurulmuş ve amaca matuf bir eylem gerçekleştirmeye yeterli derecede silahlı olması ya da bu silahları kullanabilme imkanına sahip bulunması gerekir. Bu suçu, TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen suçtan ayıran en önemli ölçüt budur.

Örgüt üyesi, kurulduktan sonra örgüte katılan ve işbölümü çerçevesinde herhangi bir görev üstlenen kişidir. Örgüt üyeliği, örgütün hedeflediği suçların fiilen işlenmesine katılabileceği gibi suçun işlenmesini kolaylaştıran hareketler yapabilir. Örgütün hiyerarşisi içinde en alt kademede yer aldığından emir ve talimat alarak yerine getirir. Ancak, örgüt üyesi, örgütün talimatı olmadan da kendiliğinden örgütün amacı doğrultusunda faaliyette bulunabilir. Örgüt üyeliği suçunun vücut bulması için failin örgütün niteliği ve amacını bilerek örgüte devamlı katılmaya yönelik bir irade ortaya koyması gerekir. Örgüt üyeliği suçunun tespiti için şu kriterler değerlendirilir:

* Hiyerarşik bir ilişki mevcut olup olmadığı,
* Eylemlerin süreklilik ve çeşitlilik arz edip etmediği,
* Örgüt içinde özel bir isim veya kod ismi kullanılıp kullanılmadığı,
* Örgüt içindeki diğer kişilerle sosyal, ekonomik ve ailevi ilişkilerinin olup olmadığı.

Örgüt üyeliği suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK m.220/2).Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır (TCK m.220/3). Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur (TCK m.220/4). Örneğin, örgüt üyesi resmi evrakta sahtecilik yaparak basit dolandırıcılık suçu işlerse, hem resmi evrakta sahtecilik suçu (TCK m.204/1) hem dolandırıcılık suçu hem de örgüt üyeliği suçu (TCK m.220/2) nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
Silahlı örgüt adına suç işleme suçu, örgütün hiyerarşisine dahil olmayan, yani örgüt üyesi olmayan kişiler tarafından işlenebilir. Örgüt üyesi zaten örgüt üyeliği ve işlediği suçlar nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılacaktır. Örgüt adına suç işleyen kişi örgütün doğrudan emir-talimatı altında değildir. Ancak, örgütün suçun işlenmesini istediğini bilmektedir. 

TCK m.314’deki silahlı örgüt adına suç işleme suçunun unsurlarının oluşabilmesi için; örgütün eylem çağrısının muhatabı belirsiz bir topluluğa değil, doğrudan doğruya fiili icra edecek kişiye yöneltilmiş olması gerekir. Örgüt adına suç işleme suçu ancak silahlı örgütler adına suç işlenmesi halinde mümkündür. Örgüt silahlı değilse, örgüt adına suç işleme suçunun hükümleri uygulanamaz. Silahsız bir örgüt adına suç işlenmesi halinde, örgütün adının kullanılması işlenen suçun unsuru değilse, fail, TCK m.220 hükümleri gereği değil, sadece işlediği suç nedeniyle cezalandırılacaktır. Örgüte üye olmamakla birlikte adi suçu örgütü adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır (TCK 220/6). Yani, adi silahlı örgüt adına suç işlemenin cezası, örgüt üyeliğinde olduğu gibi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak, silahlı adi suç örgütü adına suç işleyen kişinin cezası, dörtte birinden yarısına kadar artırılır (TCK m.220/3). Arttırılan bu sonuç ceza da takdiren yarısına kadar indirilebilir (TCK 220/6).Örgüte adına suç işleyen kişi, işlediği suçtan dolayı da ayrıca cezalandırılır (TCK m.220/4).

Silahlı örgüt adına suç işleme suçunun cezası şu şekildedir;Örgütü adına suç işleyen kişi, silahlı örgüt üyesi gibi 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK 314/3 atfıyla TCK 220/6).Silahlı örgüt adına suç işleme suçu nedeniyle verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir (TCK 314/3 atfıyla TCK 220/6). Yukarıdaki şekilde indirim yapıldıktan sonra, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince 1/2 oranında arttırım yapılarak sonuç ceza belirlenir. Bu madde hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.

ÖRGÜT ÜYELİĞİ SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME, DAVA ZAMANAŞIMI

Örgüt kurma, yönetme ve üyeliği suçu hakkında yargılama yapma görevi asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.Ancak, örgütün işlediği iddia edilen suçlar ağır ceza mahkemesinin yetkisine giriyorsa, bu halde yargılama yapma görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. TCK md. 220’de düzenlenen örgüt kurma, yönetme ve örgüt üyeliği suçu nedeniyle yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

banner img

Bize hafta içi hergün , 09:00 - 18:00 saatleri arasında ulaşabilirsiniz...

Bize danışın

Bize danışmak için aşağıdaki form bilgilerini doldurarak tarafımıza ulaşabilirsiniz...